Doğu’nun İncisi Van

Doğu Anadolu dediğimizde özellikle Batı ve İç Anadolu bölgesinde yaşayan insanlar şöyle bir duraksarlar. Sebebi belki yılların getirdiği politika ,belki yolların getirdiği zorluk ,belki de insanların birbirini tanımamasından kaynaklıdır. Bu nedenler kişiye göre değişebileceği gibi tam olarak sebebi bilinen bir husus değil. Yıllarca Doğu Anadolu bölgesinde çalışmanın verdiği tecrübe bana mesleki hayatımda ve kişisel düşüncelerimde bir çok şey farkettirdi. Bunun en önemlisi ; doğunun batıya , batının ise doğuya olan ihtiyacıdır. Görmek, tanımak ,anlamak ;sadece bir kültür turizmi değil ,aynı zamanda insanı da tanımayı getirir. Bu şehirlerden birisi Van.Hiç şüphesiz ki gidip gördüğünüzde Doğunun incisi diyebileceğiniz bir destinasyon. Sadece şehir merkezinin ve imkanların çok olması değil, tarihi turistik yerler ve doğanın sunduğu nimetlerin bir araya geldiği şehir adeta. Van’ın derin bir tarihi var fakat tarih kronolojisinden günümüze emanet ve görülmesi gereken en güzel yer Ermeni topluluğundan kalan Akdamar Kilisesi. Eğer tarih seviyorsanız dışı kutsal kitaplardan , Tevrat içi İncil’den alınma fresk ve rölyefler ile sizi büyülecektir. Kilisenin bu güzelliklerini gördükten sonra ,ada üzerinde badem ağaçları arasında bir tarafta Artos dağı manzarası bir tarafta Van Gölü manzarası ile kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Van Göl’ü üzerinde dört ada bulunuyor. Bu dört adadan en sık feribot seferinin düzenlendiği yer Akdamar adası. İki adet feribot iskelesi bulunuyor.İkisini de rahatlıkla kullanabilirsiniz. Van denildiğinde akla gelen bir diğer yer ise Kalesidir. Türkiye’nin en görkemli ve içerisinde fazlaca eser görebileceğiniz en eski Urartu kalelerinden birisidir. Kaleyi geziyorsanız hemen yakınında bulunan Arkeoloji ve etnografya müzesinde gezmeniz öneri olur. Tabi müze gezmeyi seviyorsanız. Van’ın daha çok doğal güzelliklerini tatmak isterseniz de en güzel öneri Tatvan’a gitmenizdir. Hızınıza göre bir buçuk ,iki saatte gidebileceğiniz Tatvan’da, hala aktif olan Nemrut dağı bulunmakta fakat bu Nemrut dağını ,üzerinde tanrı heykel başları olan Adıyaman-Nemrut ile karıştırmayalım. Türkiye’de iki adet Nemrut Dağı bulunur. Tatvan’da bulunan aktif volkanik dağdır ve üzerine kadar aracınız ile çıkabilirsiniz hatta kalderanın kenarından içerisinde bulunun mavi ve yeşil göl manzaralarını izleyip fotoğraflayabilirsiniz. Van Gölü halk arasında göl değil deniz olarak anılır .Sebebi ise; bir deniz kadar büyük olmasından kaynaklanır. Van gölü kenarından aracınız ile giderken yer yer harika manzara ve koylar sizi karşılar. Tabi ki “ben atlayayım yüzeyim “derseniz hatırlatalım ,Van Gölü suyu sodalı ve acıdır. Suyu yutmamaya dikkat edeniz. Van’ın gastronomi alanı ile ilgileniyorsanız da bu şehirde mutlaka kahvaltı yapmalısınız. Mekanına göre değişiklik göstermesinin yanı sıra diğer bölgelerden farklı olarak Van kahvaltısında kavut (kavrulmuş un veya tahıl) ve murtağa (un,yumurta,tereyağı kavurması ) göreceksiniz ve tabi ki unutmadan garson size soracaktır ;çay mı içerisiniz ? Yoksa süt mü ? diye. Van kahvaltısını denemenizi öneririz. Van depremi sonrası çok büyümüş olan bu şehir kafeteryaları , barları ,alışveriş mağazaları ile adeta Doğu Anadolu bölgesinin gözdesi olmayı başarmış. Hala listenizde yoksa bu şehri mutlaka gezin. Her zaman söylediğimiz gibi mutlaka Rehberle gezin.

Bir sonra ki yazıda görüşmek üzere.